Ev sahiplerini doğrudan etkileyen önemli gelişmelerle emlak vergisi alanında kritik bir sürece girilmiş durumda. 2026-2029 yıllarını kapsamına alan yeni metrekare birim değerleri, 2025 yılının haziran ayı sonu ve temmuz başında yerel yönetimler ile muhtarlıklar tarafından duyuruldu. Belirlenen bu değerler, emlak vergisi ile sınırlı kalmayıp, tapu harcı, damga vergisi, değerli konut vergisi gibi birçok mali yükümlülüğü doğrudan etkilemektedir.

HERKES DAVA AÇMA HAKKINA SAHİP
Anayasa Mahkemesi’nin 2023 yılında aldığı karar doğrultusunda artık sadece muhtarlar değil, tüm mükellefler, takdir edilen metrekare birim değerlerine itiraz etmek için bireysel olarak dava açma hakkına sahip. Bu durum, değerlerin yüksek olması halinde vatandaşların yargı yoluyla hak arama fırsatı bulmasına olanak tanıyor.

İLAN TARİHİNDEN İTİBAREN 30 GÜN SÜRE TANINDI
Yusuf İleri’nin Oda TV’de yayımlanan yazısına göre, dava açma süresi ilan tarihinden itibaren 30 gün ile sınırlıdır. Ancak, bu yıl gerçekleştirilen ilanlar büyük ölçüde adli tatil dönemine denk geldiğinden, bu süre 7 Eylül 2025’e kadar uzatılmıştır. Yine de yıl sonuna dek dava açılabileceğini belirten bazı yargı kararlarının kesinliği bulunmadığı için bu durum risk içermektedir.

YÜKSEK DEĞER ITİRAZI KOŞULLU OLARAK KABUL EDİLİYOR
Emlak vergisinin belirlenmesinde en önemli etkenlerden biri olan arsa ve arazi birim değeri, her yıl yeniden değerleme oranının yarısı kadar artış gösteriyor. Dört yılda bir ise belediyelerde kurulan takdir komisyonları aracılığıyla yeni birim değerler belirleniyor. Bu değerler yalnızca vergiler üzerinde değil, aynı zamanda veraset ve intikal işlemleri ile tapu harçları gibi birçok mali süreçte esas alınıyor.
Eğer dava süresi içinde yüksek değere itiraz edilmezse ve mükellefler yalnızca verginin tahakkuku sırasında itirazda bulunurlarsa, bu itirazlar mahkemelerce genellikle kabul edilmemektedir. Bu nedenle belirlenen değere karşı dava açanların bu süreyi kaçırmamaları büyük öneme sahiptir.

TEK BİR BAŞVURU TÜM MÜKELLEFLERİ ETKİLEYEBİLİR
Yusuf İleri’nin verdiği bilgilere göre, bir sokak, cadde ya da mahalledeki birim değerleri ile ilgili yalnızca bir mükellefin dava açması yeterli olabilmektedir. Eğer mahkeme, değerin piyasa koşullarına göre aşırı yüksek olduğuna karar verirse, alınan bu karar o bölgede oturan tüm mükellefler için bağlayıcı duruma gelebilir.
Mahkemeler bu tür davalarda özellikle 4 unsura dikkat eder:
Taşınmazın piyasa değeri
Maliyet bedeli
Kira getirisi
Yıllık üretim (istihsal) değeri