Dolar 39.3185 Euro 44.891 Altın 4268.817 Borsa 9474.96 Sterlin 53.3558 Brend 64.78
5 Haziran 2025 Perşembe

Türkiye Kira Enflasyonunda OECD Zirvesinde: En Yakın Ülkeyi 8 Kat Geride Bıraktık!

Türkiye'de yıllık kira artışı OECD verilerine göre yüzde 89'a çıktığı belirtildi. Bu seviyenin, Macaristan'ın oranının sekiz katına ulaştığı görülüyor. Uzmanlar, konut arzındaki eksiklik ile yüksek enflasyonun barınma krizini daha da kötüleştirdiğini vurguluyor.

Türkiye Kira Enflasyonunda OECD Zirvesinde: En Yakın Ülkeyi 8 Kat Geride Bıraktık!
31 Mayıs 2025 Cumartesi/10:14

BERFU KARGI

OECD'nin verileri, Türkiye'deki barınma krizinin ulaştığı boyutları net bir şekilde gözler önüne seriyor. 2025 Nisan itibarıyla Türkiye'de yıllık kira artışı %89,19 seviyesine ulaşarak, bu konuda Macaristan’ın sekiz katı seviyesine geldi.

Ekonomist İnan Mutlu tarafından OECD verilerinden derlenen kira enflasyonu grafiği, Türkiye’nin konut piyasasındaki yapısal sorunları çarpıcı şekilde ortaya koyuyor. OECD’ye üye 38 ülke arasında Türkiye %89,19’luk oranı ile zirvede yer alırken, en yakın takipçisi olan Macaristan'da bu oran yalnızca %11,01 seviyesinde kaldı. Listenin en altındaki Güney Kore'de ise kira artışı %1’in altında gerçekleşiyor.

OECD üyesi ülkelerde yıllık kira enflasyonu... pic.twitter.com/rI0Z4ieEi8

— inan mutlu (@inanmutlu1) May 31, 2025

2015’TEKİ ARTIIŞ %1100

OECD’nin konut fiyatları endeksi verilerine göre, Türkiye’deki kira fiyatları 2015 yılından bu yana yaklaşık 11 kat artış göstererek, uluslararası ölçekte eşi benzeri görülmemiş bir yükseliş sağladı. Aynı dönemde Litvanya gibi ülkelerde kira artışı yalnızca %80-90 civarında kalırken, Türkiye'deki artış %1000’i aşarak dikkat çekti. Bu oran ile Türkiye, yalnızca 2025’te değil, son on yılda da OECD ortalamasının oldukça üzerinde bir seyrin içine girdi.

YÜKSEK ENFLASYON VE ARZ SIKINTISI ETKİSİ

Uzmanlara göre bu olağanüstü artışın ardında yatan birkaç temel neden bulunuyor:

Uzun bir süredir devam eden yüksek enflasyon,

Konut arzındaki yetersizlik,

Kentsel dönüşüm süreçlerinin yavaş ilerlemesi,

İç göç ve yerli ve yabancı nüfus yoğunluğunun büyük şehirlerde artması,

Üniversitelerde yüz yüze eğitime geçilmesiyle birlikte artan öğrenci talebi.

Her ne kadar konut kiralarına %25’lik yasal zam üst sınırı getirilmiş olsa da, gerçek piyasa koşullarında bu sınırın çoğu zaman aşıldığı gözlemlenmektedir. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük metropollerde kiralar, ortalama hane gelirinin çok üzerinde seyrediyor.

OECD GENELİNDEKİ TRENDLER

OECD ülkelerinde genel olarak kira enflasyonunun, manşet enflasyonun üzerinde arttığı bir dönem yaşanmaktadır. Ancak, bu farklılık Türkiye’de olduğu gibi aşırı bir şekilde değil. Örneğin:

İngiltere: Kira artışı %6,3 – Genel enflasyon %3,5

Kanada: Kira artışı %5,2 – Genel enflasyon %1,7

ABD: Kira artışı %4,0 – Genel enflasyon %2,3

Türkiye'de ise 2025 Nisanı itibarıyla manşet enflasyon %37,9 seviyesinde ölçülürken, kira artışı bunun iki katından fazlasını aşmış durumda.

BARINMA KRİZİ BÜYÜYOR

Konut fiyatlarındaki bu olağanüstü artış sadece ekonomik bir mesele olmaktan çıkıp, giderek büyüyen bir sosyal sorun haline gelme aşamasına geldi. Düşük ve orta gelirli aileler, kira yükleri altında ezilmekte, şehirlerin merkezlerinden uzaklaşmakta ve sosyal dışlanma riski ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu durum, sosyal politikalarda köklü bir değişimi zorunlu kılmaktadır.

Ekonomistler, Türkiye'deki kiraların, enflasyonla mücadelede "yapışkan" bir unsur olarak kalacağını ve enflasyonu aşağı çekmeyi zorlaştıran bir etki yaratacağını belirtmekteler. Kira sözleşmeleri genellikle yıllık olarak yenilenmekte ve geçmiş enflasyon oranlarına göre güncellenmektedir. Bu da, fiyatların kolayca düşmesine engel olmaktadır.

YASAL DÜZENLEME VE SOSYAL KONUT* İHTİYACI

Uzmanlar, mevcut durumun sürdürülebilir olmadığını ve çözümün yalnızca faiz politikalarıyla değil, aynı zamanda konut arzını artırıcı ve sosyal konut inşasını teşvik eden kamu politikalarında aranması gerektiğini ifade ediyor. Aksi takdirde, Türkiye’nin büyükşehirlerinde barınma, yalnızca ekonomik bir mesele değil, insani bir kriz haline dönüşebilir.